17 Ağustos 2008 Pazar

Hamilelikte düzenli beslenme bebeklerin sağlık sigortası

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Rukset Ünlü Attar, gebelikte beslenmenin önemine dikkat çekerek, anne adaylarının dengeli ve düzenli beslenmesinin doğacak bebeklerin sağlık sigortası olduğunu söyledi.
Türkiye Hastanesi Reçete Dergisi'ne "Gebelikte beslenme" konusunda bilgi veren Opr. Dr. Rukset Ünlü Attar, gebelikte beslenmeyi belirleyen temel unsurların, gebelik öncesi kilo ve boy, yaş, bebek sayısı, metabolik hastalık varlığı, iştah ve annenin fiziksel aktiviteleri olduğunu belirtti. Gebelikte dengeli bir diyetteki kalorinin üçte birinin yağlardan elde edilmesinin önemine işaret eden Attar, "Gebe kadınlar ayçiçek, zeytin ve mısırözü gibi bitkisel yağları tercih etmeli. Karbonhidratlar mümkün olduğunca tahıl, un, şeker gibi doğal kaynaklardan karşılanmalı. Gebelerin günlük protein ihtiyacı 48-60 gramdır. Kırmızı et, tavuk eti, balık, yumurta, süt ve sütten yapılmış gıdalar başlıca hayvansal protein kaynaklarıdır. Özellikle vejeteryen bir anne açısından önemli olan bitkisel protein kaynakları ise nohut, mercimek, fasulye, bakladır. Kepekli tahıllar ve fındık, fıstık, ceviz gibi kuru yemişler de bunlara ek olarak sayılabilir" dedi.
Opr. Dr. Attar, dengeli beslenen gebede asit dışında ayrıca vitamin kullanımına gerek olmadığını, folik aside gebelikten 1-3 ay önce başlanması gerektiğini, gebelik boyunca folik asitten zengin olan ıspanak, karnabahar, kepekli undan yapılmış yiyecekler, badem, fındık, yer fıstığı ve ceviz tüketilmesinin önerilebileceğini ifade etti. Gebe için en önemli minerallerin kalsiyum ve demir olduğunu dile getiren Attar, gebelikte, hem bebeğin doğumdan sonra kullanabileceği demirin depolanması hem de gebelik nedeniyle artan kan hacmine yeterli oksijenin taşınabilmesi için normalden fazla miktarda demire ihtiyaç olduğunu vurguladı. Alınması gereken demir miktarının günde 60 mg elementer demir olduğunu hatırlatan Attar, "Kan hemoglobin düzeyleri normal olan gebelerde rutin olarak demir verilmeyebilir. Ayrıca demir eksikliği olduğu halde yakınması bulunmayan hastalarda demir verilmeyebileceği üzerinde durulmaktadır. Gebelikte demir, çinko, selenyum ve bazı vitaminlerin (A, B6, C ve D) fazla alınması durumunda potansiyel olarak toksik etkiler görülebilir" diye konuştu.
Kalsiyumun pek çok hücresel fonksiyonunun yanı sıra kemik yapımında kullanılan temel eleman olduğuna değinerek, "Gebelikte günlük kalsiyum gereksinimi bin 200 mg'dir" diyen Attar, günlük fazla kalsiyum gereksiniminin 85 gr. Yağsız peynir, 7 dilim beyaz ekmek, 2 bardak süt, 170 gr sardalye, beyaz ekmek, yağı alınmış süt, yarım yağlı peynir, lor peyniri ve taze bademle giderilebileceğini belirtti. Anne adayının sıvı tüketiminin en önemli kısmını suyun oluşturması gerektiğini, suyun, üreme sistemi dahil bütün organların ve vücuttaki sistemlerin sağlıklı çalışması ve tamiri için gerekli olduğunu dile getiren Attar, şunları söyledi:
"Gebe, günde 8 bardak su içmelidir. Çay, kahve, kakao, alkollü içkiler ve kola ya hiç ya da mümkün olduğunca az tüketilmelidir. Yüksek miktarlarda kafeinin (günde 4 fincandan fazla) düşük, erken doğum ya da bebekte gelişme geriliği yaptığına dair bilgiler vardır. Alkol plasentayı geçebildiği için anne adayının alkol alması halinde bebekte fötal alkol sendromu gelişebilir. Anne adayı, fast-food, salam, sosis, sucuk, dondurulmuş gıdalardan uzak durmalıdır. Gebelikte barsak hareketleri genellikle yavaşladığı için kabızlık çok sık görülen bir problemdir. Bunu önlemek için diyete lifli gıdalar ve bol sıvı eklenmelidir. Lif ve posa; siyah ekmek, portakal, elma, kepekli ekmek, kuruyemiş, ahududu, kepekli makarna, bezelye, kuru kayısı, esmer pirinç, kuru üzüm, pırasa ile kepekli olarak hazırlanmış unlu gıdalarda bol miktarda vardır."

Hiç yorum yok: