17 Ağustos 2008 Pazar

Babalar ve Kızları, Anneler ile Oğulları

Babalar ve Kızları,Anneler ve Oğulları Minik oğlunuz akşamlarıyanında sadece sizin kalmanızı isterken babasını dışlayabilir ya da tam tersi kızınız gece yatmadan babasının masal okumasını isterken size orayı terketmek kalır. Genelde anne babalar bu olguyu çok sık yaşarlar. Çocuklar bazen annelerine bazen de babalarına bağlanırlar. Psikologlar bu davranışı çok normal karşılıyor, hatta önemli buluyor. Yaygın bir inanış olan kız çocuklar babacı, erkek çocuklarsa anneci olurlar tezi gerçekte çok sık rastlanılan bir durumdur.
Çocukların duygusal açıdan anneyle baba arasında gidip gelmeleri onların cinsel gelişimiyle ilgilidir. Erkek ve kız çocuklar doğumdan ergenliğe kadar, erkek veya kız olarak dünyaya gelmenin farklılıklarını araştırırlar. Bu soruyu cevaplamaya başladıklarında artık bebeklikten çıkmaya yüztutmuşlardır. Çocukların cinsel kişilklerini aramada onlara en çok yardımcıolabilecek kişiler anne ve babalarıdır. Erkek çocuklar için baba, kendi erkeksi gelişiminin bir örneği gibi görünür. Kızlar ise babada dişiliklerini dener .
Bebekler birinci yaşlarında vücutlarını keşfe çıkarlar. Ayağını, burnunu, karnını ve genital bölgelerini keşfederler. Bu yolla kendi vücutları hakkında kafalarında bir vücut şeması çizerler. Böylece kendilerinde bir “ben” duygusunun temeli atılır. İkinci yaşın sonlarına doğru erkek mi kız mı olduğunu, anne ve babasının hangisinin kendi cinsiyetinden olduğunu kavrarlar. Ancak bunun kendileri için ne anlama geldiğini bilmezler. Bunu çözmek için babaya yanaşıp erkeği, anneye yanaşıp kadını yakından izlerler. Çocuklar yedi yaşına kadar kendi sihirli dünyalarında yaşarlar. Kız çocukları, babanın yanındaki kadının yerini çok basit bir şekilde tek başına alabileceklerini, erkek çocuklarıda sadece anneyle birlikte babanın olmadığı bir yerde yaşamayı hayal edebilirler. Psikologlar bu döneme “Ödipal Dönem” adını veriyor.
Anne ve baba birbirlerine bir eş gibi davrandıklarında veya şefkat gösterdiklerinde çocuklar hemen büyük bir öfkeyle hatta bazen ağlayarak araya girer. Beş ve altıyaşındaki çocuklar anne ya da babalarının yerini alabilmek için onlar kadar kusursuz olmayı düşünür. Bunun sonucunda kendi cinsiyetlerinden olan anne veya babalarına bağlanır, zaman zaman onu taklit eder ve tasdiklerler. Bu dönemler genelde inişli çıkışlı geçer, bazılarında daha çok bazılarında ise daha az bellidir. Çocuk, yedi yaşına geldiğinde artık kendini hemcinslerine dahil eder. Ancak bu onların zaman zaman daha çok anneye veya babaya bağlanmalarını engellemez. Bu gelişimin sağlıklıbir şekilde tamamlanabilmesi için uzmanlar şunları öneriyor:
- Çocuk anlık bir tutkuyla anne ya da babayı gözünde devleştirebilir. Ebeveynler bu durumu görmezden gelmeli ve sakin olmalıdırlar.
- Çocuğa anneyle babanın birer eş olduğu hissettirilmeli. Örneğin sık sık araya girseler bile anne baba konuşmasınısonuna kadar sürdürmeli.
- Anne ya da babanın çocuğun tavrından dolayı alınmaması gerekiyor. Böyle durumlarda çocukla daha fazla birlikte vakit geçirmeye çalışmak sorunu çözebilir.
Araştırmalar, anne- erkek çocuk ve baba- kız çocuk ilişkisinin, çocuğun yetişkinlik çağında karşı cinsle kuracağı ilişkide en belirleyici etken olduğunu gösteriyor. Çocukluklarında anneye ya da babaya bağımlı olan kız ya da erkek çocuklar duygusal ilişki kurdukları kişilerde anne ya da babalarını arıyorlar. Burada ebeveynlerin dikkat etmesi gereken nokta çocuğa duygusal anlamda “alıcı” olduklarını hissettirmek ve onu dinlemeye, sorunlarına çözüm bulmaya her an hazır oldukları mesajını vermek olmalıdır. Uzmanlara göre, çocuk her iki ebeveyni de eşit derecede kendine yakın bulmalıdır. Anne ya da babanın çocuğa eşit ölçülerde duygusal tatmin sağlamasıgerekir. Ancak o zaman çocuk kendi duygu ve düşüncelerini rahatça ifade edebilecek zemini bulur. Çocuğun duygu ve düşüncelerini dinlemenin önemini kavramış bilinçli bir anne baba, çocuğun kafasındaki kaygıve çelişkileri açığa çıkartabilir. Üstelik çocuğun bu kaygıve düşünceleri olduğu gibi kabul etmesine de yardımcıolur. Uzmanlar anne babaların çocukla iletişim kurarken tutarlı olmaları gerektiğine dikkat çekiyor. Çocuklar ebeveynlerinin değişken ruh hallerini çözebilecek kapasitede değildirler. Çocuğun bir sorusunu ilgiyle karşılayan anne baba, bir diğer sorusuna ‘kes sesini’ şeklinde cevap vermekten kaçınmalıdır. Araştırmalar, bu tarz yetiştirilen çocukların yetişkinlik çağlarında karşıcinse ‘gelip giden’, çelişkili ve önyargılı imgeler yüklediğini gösteriyor. Erkek çocuk yetişkinliğinde karşı cinste sürekli annesini arıyor ya da çocukluğunda babasına düşkün kız çocuk karşıcinsi babasıyla eşdeğer tutuyor. En iyi yol ise anne babanın çocukla konuşup kendilerinin de birer insan olduğunu anlatmaktan geçiyor. Bu çocuğun kafasında anne babasınıbir ‘bütün’ olarak algılamaya yardımcı olacaktır. Böylece anne babasının kişiliğini kendi kafasındaki fantazi ögelerle tanımlamasıda önlenmiş olacaktır. Anne babaların çocuğun kendilerini tanımalarına fırsat vermeleri gerekiyor.

Hiç yorum yok: